Sivas’a Neden Sultan Şehir Denir?
Sivas… Ah, Sivas! Türkiye’nin içlerinde bir yerde kaybolmuş gibi hissedilen, ama aslında her zaman tam ortada olan bir şehir. Yani, Sivas’a bir baktığınızda “Sultan Şehir” unvanının neden verildiğini tam olarak çözmeniz biraz zaman alabilir. Neyse ki ben, İzmirli 25 yaşında, her an espri patlatmaya hazır ama derinlerde “ben çok düşündüm bunu” diyen bir genç yetişkin olarak, bu meseleye farklı bir açıdan yaklaşacağım. Çünkü bu “sultanlık” olayı gerçekten sadece isimden ibaret değil. Hem de hiç!
Sultan Şehir ve Sivas: Birbirinden Bağımsız Ama Bağlantılı
Sivas’a neden sultan şehir denir diye düşünürken, bir an İzmir’deki arkadaş grubum aklıma geldi. İzmirliyim, yani ben zaten her şeyin bir “şaka” olduğunu, her şeyin bir “komik olayı” olduğunu düşünüyorum. Hadi gelin, bu iki şehri karşılaştırayım. Sivas’a ilk defa gittiğinizde, ilk izleniminiz şu olur: “Vay be, bu şehirde her şey yavaş! Trafik, insanlar, hayat… Her şey çok sakin.” İzmir’de her şey koşturmacadır; kahve almak bile yarım saat sürer. Sivas’ta ise herkesin sanki zamanın durduğu bir yer varmış gibi davranması bir “sultanlık” havası yaratıyor. Bence bu sakinlik, Sivas’a sultanlık unvanını kazandıran en önemli faktörlerden biri.
Ama ben hâlâ kafamı kurcalayan soruyu soruyorum: “Sivas’a neden sultan şehir denir?” Belki de bu sultanlık, sadece şehirdeki rahatlıkla ilgili değildir. Bakın, Sivas’ın tarihi yapıları ve kültürel zenginlikleri var. Bu şehir, Osmanlı İmparatorluğu zamanında pek çok önemli olayın merkeziydi. Hani deriz ya, “Tarihin tozu var burada!” işte Sivas, o tozun pek bir tarihi, pek bir sultanlık havası taşır.
Sivas’ta Hayat: Sultanlar Gibi
Sivas’ta ilk sabah, “Aa, güneş mi doğuyor?” derken, bir bakmışsınız öğlen olmuş. Her şey yavaş ilerliyor ama bir şekilde huzur veriyor. “Vallahi sultan gibi yaşamışlar” diyorsunuz, haklısınız! Sivas’ta, insanların her sabah gördüğü o doğa manzarası ve o huzurlu atmosfer, insanı içine alıyor. İzmir’de sabah işe gitmeye çalışırken, kalabalık arasında “Bir dur ya!” dediğimde bana bakan birkaç kişi oluyor. Ama Sivas’ta, sabahları o kadar sakin ki, adeta bir sultanın sabah kahvesini içiyor olabilirsiniz (ya da en azından bir kahve almak için sabırla bekliyorsunuz).
İzmir’in telaşlı ama eğlenceli temposunda, Sivas’ın dinginliği bana sanki bir masal dünyasında yaşıyormuşum gibi hissettirdi. Bunu Sivas’a gittikten sonra fark ettim. Yani, burada her şeyin ne kadar sade ve zarif olduğunu görünce, “Sultan Şehir” sıfatının hakkını verdiğini düşünmeden edemedim. Beni tanıyanlar bilir, ben her zaman espri yaparım ama şu konuda hiç şaka yok: Sivas, gerçekten de Sultan şehir!
Sivas’taki Sultanlar ve Yavaş Yaşam
Şimdi, her şeyin bir şaka olmadığını kabul ediyorum. Sivas, gerçekten bir sultanlık yaşantısına sahip. Ama bu “sultanlık” modern hayattan uzak bir şey değil, aksine, insanların yaşamlarını yavaş ama derin bir şekilde kurdukları bir yer. İstanbul’da metroda bir kişi basiretsizce telefonuna bakarken, Sivas’ta kahve içen bir adam öyle derin düşüncelere dalar ki, sen sorana kadar üç sayfa şiir yazar. Sivas’ta yaşam bir diğer “Sultanlık” yönü işte tam da bu: Her şeyin düşündüğünden daha fazla anlam taşıması.
Kahve içiyorsunuz, çay içiyorsunuz, muhabbet bir yandan derinleşiyor, bir yandan da devam ediyor. Ve bir anda fark ediyorsunuz ki, bir ömrü geride bırakmış gibi hissediyorsunuz. Bu da Sivas’a sultanlık unvanını veren bir başka şey. Her an, sanki her şeyin zamanı var ve bir yere gitmiyorsunuz. Sivas’ın sakinliği bir yaşam biçimi.
Sivas ve Ben: Aramızdaki Derin Bağ
Sivas’tan bahsederken bir şeyi unutmamak lazım: Benim Sivas’la ilişkim pek de sıradan değil. Bunu daha çok iç sesimle tartışıyorum, ki en sonunda karar veriyorum: “Neyse, ben bunu mizahi şekilde yazayım, başka çarem yok.” Ama bir yandan da düşünüyordum: “Sivas’a neden Sultan Şehir denir?” diye… Öyle ya da böyle, Sivas’ta yaşam, sadece “yavaş” bir hayat değil. Buradaki her şey bir anlam taşıyor.
Bir arkadaşım bana Sivas’ı anlatırken şöyle demişti: “Sivas’ta, biri sultan gibi olmayı ister. Ama aslında herkes zaten bir sultan, sadece kimse fark etmiyor.” Bu söz, belki de Sivas’a neyin “sultan” olarak tanımlandığını anlatmanın en iyi yolu oldu. Bir sultan ne yapar? Huzur içinde yaşar. Ve işte Sivas’ta huzur var.
Sonuç Olarak…
Sivas’a neden Sultan Şehir denir? Çünkü burada zaman, diğer şehirlerde olduğu gibi acele etmez. Her şey yerli yerinde, hayat durgun ama derin. Sivas’taki sakinlik, sultanların tahtını kurduğu o zarif dünyayı anımsatıyor. O yüzden bir sonraki tatilinizi Sivas’a yapmayı düşünürken, burada bir sultan gibi yaşamayı bekleyin. Ama tabii, sadece “rahatça” yaşamayı değil, her anın tadını çıkararak yaşamayı… Sivas’ta bir sultan gibi yaşamak, yavaş ama anlamlı bir hayatın ta kendisi!